8 Ocak 2012 Pazar

Sağlık-Bilim-Teknoloji

Prof.Dr. İ. Hakkı İHSANOĞLU

Düşük Vücut Ağırlığı Alzheimer Hastalığının Erken Bir Bulgusu Olabilir
Orta yaşlarda kilolu olmak artık Alzheimer hastalığı için bir risk faktörü kabul ediliyor. Buna karşılık, hayatın sonraki dönemlerinde kilolu veya şişman olmak yaşla alâkalı hafıza azalması açısından düşük riskle beraberdir. Hafıza problemleri ve diğer belirtiler ortaya çıkmadan çok önce Alzheimer hastalığında meydana gelen değişikliklerden biri olarak vücut ağırlığının kaybedilebildiğini ortaya koyan yeni bir çalışma bu durumu açıklayabilir. Neticeleri Neurology dergisinde yayımlanan bu çalışmaya hafıza problemi olmayan, hafif hafıza problemi olan ve Alzheimer hastalığı bulunan 506 kişi katıldı. Hafif hafıza kaybı bulunanlardan normal kilolu veya zayıf olanların beyin görüntülerinde % 85 nispetinde (Alzheimer hastalığının anahtar bulgusu olan) beta amiloid plâklarına rastlandı. Hafif hafıza kaybı bulunanlardan kilolu olanlarda ise plâk nispeti % 48 idi. Benzeri irtibat hafıza problemi olmayanlarda da vardı. Alzheimer yakın zamana kadar bir beyin hastalığı kabul ediliyordu; ancak görülüyor ki durum böyle değil. Vücut ağırlığının düşük olması Alzheimer hastalığının çok erken bir bulgusu olabilir. (WebMD Health News 21.11.2011)

Meşrubatlarda Çocuklar İçin Çok Fazla Şeker Var
Yale Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada 14 şirket tarafından imal edilen yaklaşık 600 içeceğin muhtevası incelendi. Neticeleri Washington D.C.'de düzenlenen bir kongrede takdim edilen bu araştırmaya göre, diyet içeceği olmayan 250 gramlık ortalama bir meyve suyunda 110 kalori ve yedi çay kaşığı şeker vardı. Çoğu meşrubat, sekiz yaşındaki bir çocuğun bir günde tüketmesi gereken miktarda şeker ihtiva ediyordu. Şekerli içecekler gençler için başlıca enerji kaynağıdır. Anne-babalar bu içeceklerin sağlıklı olduğunu düşünebilirler; ancak ihtiva ettikleri ilâve şekerlerden dolayı bu doğru değildir. (WebMD Health News 31.10.2011)

Germanyumla Başlayıp Pamukla Devam Eden Elektronik Eleman: Transistör
Transistör, elektroniğin bugünkü seviyeye ulaşmasında önemli rolü olan mühim bir elemandır. İcadından (1947) bu yana sürekli geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. Önce fabrikasyon teknikleri geliştirildi; bu teknikler, entegre devre (çip) teknolojisinin başlangıç noktası oldu. İlerleyen yıllarda bilgi işleme ve enformasyon teknolojileri, bu çip teknoloji-lerinin mahsulü olarak ortaya çıktı. Tam bir doğurgan süreç yaşandı, yaşanıyor: çip teknolojisi geliştikçe bilgisayar, bil-gisayar teknolojileri geliştikçe de çip teknolojileri gelişti. İcat, germanyum malzeme ile yapılmıştı; ancak silisyumun daha kararlı çalışan transistörleri netice vermesi, silisyumu zamanın malzemesi hâline getirdi. Bu sebeple bir dönem 'si-lisyum toplumu' sosyal bilimlerde tartışılır oldu. Zamanla ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar, farklı malzemelerle daha farklı karakteristiklere sahip transistörler îmal edebilir mi sorusunu gündeme getirdi. Zîrâ başlangıçta daha hızlı çalışan ve az yer kaplayan transistörlere ihtiyaç duyulurken, zamanla bunlara transistörlerin daha ucuz ve esnek olması da eklendi. 1990'ların ortalarında tek atomun varlığına bağlı anahtarlama yapabilen transistör lâboratuvarda yapılırken, 2000'li yılların başında iletken polimer adı verilen plâstik ile lâboratuvarda yapılan plâstik transistör, ticarî bir ürün olarak 2010'a yaklaşırken esnek, bükülebilen elektronik kitap okuyucu (e-reader) cihazında yer buldu (http://www.geek.com/articles/chips/plastic-logic-teases-que-e-reader-for-january-7th-premiere-20091019/). Yine plâstik tabanlı transistörlerle tasarlanmış işlemci ve bilgisayar hafızalarının basit bir bilgisayarda kullanıldığı 2011 Mart'ında duyuruldu (http://www.technologyreview.com/computing/37126/).

Bugün ise pamuk liflerinden yapılan transistörler gündemde. Uzun süredir konuşulan ve bazı uygulamaları hayata ge-çirilen giyilebilir elektronik, bu transistör ile plâstik tabanlıların da mevcut gelişmişliğinin üzerine farklı uygulamalarıyla yakın zamanda hayatımıza daha da girecek gibi görünüyor. Pamuk tabanlı transistörü geliştiren araştırmacılar, 'yeni nesil giyilebilir elektronik' kavramını şimdiden telâffuz etmeye başladılar. Mevcut uygulamalar, bazı sebeplerle -meselâ gömlek üzerine entegre edilmiş kalb izleme monitörleri, teller ile vücut üzerinde taşınan cihazlara bağlantı sağlama mec-buriyetinden dolayı- pratik olmaktan uzaktır. Yeni nesil elemanlarla bu olumsuzluk giderilmiş olacak. Pamuk aslında iletken değildir. Transistör yapımında kullanılabilmesi için pamuk lifleri, iletken polimer nanopartiküllerle kaplandı. İletken lif yarıiletken polimer ile kaplanarak transistörü meydana getiren tabakalar elde ediliyor. Bu şekilde elde edilen transistör, pamuk ipliği olarak dokuma içinde kullanılabilecek hususiyette. Bu transistör, silisyum transistörler kadar hızlı değil. Yani bunların veri işleyen devrelerde kullanılmaları söz konusu değil. Ancak bu transistörler, halılarda odadaki insan sayısını algılayıp sıcaklık kontrolünü sağlamada ve vücuttan çeşitli değerleri algılayacak giyilebilir sensörlerde kullanılabilecek. Konu ile alâkalı gelişme Organic Electronics adlı ilmî derginin Kasım 2011 sayısında yayımlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder