22 Eylül 2013 Pazar

SANAL BEBEK

Helikopter başımın üstünde dönüyordu. Polis arabaları sirenleriyle kulaklarımı, yanıp sönen ışıklarıyla gözlerimi dalgalandırıyorlardı. Bir jip hızla geçerken yanımdan takla attı, sonra tekerleklerinin üzerine düşüp yoluna devam etti. Kocaman bir örümcek duvarın üstünden bırakıverdi kendini. İşte o sırada kollarında kalp dövmeleri olan beyaz ayılarla göz göze geldim. Onların hemen arkasında bir asker, tüfeğiyle sürünüyordu. Geceydi. Gürültüye ve dehşete rağmen genç anneler kollarındaki bebekleri melodiler eşliğinde huzurla sallıyorlardı.

Oyuncakçı \"Nasıl bir şey arıyordunuz?\" diye sordu. \"Kaç yaş için? Kız mı erkek mi?\". \"Kız\" dedim. \"Küçük bir kız. Ona sorumluluk duygusu verecek bir şey olmalı!\". Oyuncakçı bilgiç bir tavırla: \"İşte, sanal bebekleri bunun için yaptılar.\" dedi. \"Bir canlının sorumluluğunu almayı öğretiyor çocuklara.\" Sonra raftan üzerinde küçük bir ekran ve düğmeler bulunan, elektronik saate benzer bir şey indirdi. \"Bakın!\" dedi, \"Bir düğmeye basınca bebek doğuyor. Artık oyuncağın sahibi ona bakmak zorunda. Karnı acıkınca onu doyuracak, hastalandığında doktora götürecek, uykusu geldiğinde uyutacak, sıkıldığında gezdirecek, oyun istediğinde oynatacak, üzüldüğünde sevindirecek... Eğer ekranı izlemez, uyarıları dikkate almaz, gereken düğmelere basmazsa bebek ölür. Oyuncak durur.\"

\"Sarın!\" dedim.

Taksiye bindiğimde cebimde bir sanal bebek taşıyordum. Şoför, taksimetrenin düğmesine basmış, rakamlar patlayan mısırlar gibi uçuşmaya başlamıştı. Sarı arabayı kırbaçlayan, \"Nereye?\" sorusuna verdiğim cevaptaki ses tonuydu.

Yalnız olmama rağmen şoförün yanına değil, arka koltuğa oturmuştum. Konuşmak istemiyordum. Söze girecek mi diye korkuyla beklemeye başladım. \"Havalar da soğudu.\" kış cümlelerinden ilki olurdu. Ya da trafik muhabbetiyle kesilirdi kurdele. Şoför içimden geçenleri anlamış gibi tek kelime konuşmadı. Torpido gözünden çıkarttığı pipoyu yaktı. Teybini açtı. Caz... Adam caz dinliyordu

Dikiz aynasının köşesine bir çocuk resmi iliştirilmişti. Şoför yalnız arkadan gelen arabaları değil, çocuğu da izliyordu göz ucuyla. Çocuk da arabayı süren adama sevgi dolu gözlerle bakıyor, sonra aynanın köşesinden arkadan gelen arabaları seyrediyordu. Bir ara gözlerini ovuşturmaya başladı; farlar gözünü almış olmalıydı. Sonra aynadan daha parlak gözlerini üzerime çevirdi. Farlar bu kez benim gözümü kamaştırdı.

\"Cebinde ne var?\" dedi kısık bir sesle. Korku, şaşkınlık ve sebebini bilmediğim bir mahcubiyet içerisinde \"Sanal bebek.\" dedim. \"Kızına mı aldın?\" dedi. \"Evet.\" dedim. \"Yaşatabilecek mi?\" dedi. \"Yaşatmalı.\" dedim. Eliyle trafik lambalarını göstererek: \"Işıkları takip etmesini bilmeli. Kırmızı yanınca duracak, yeşil yanınca geçecek.\" dedi. \"Bundan kolay ne var?\" dedim. \"Yanılıyorsun. İstersen kendini bir gözden geçir. Kaç kez kırmızıda geçtin? Kaç kez yeşile rağmen gitmedin? Kaç kez ateşi görür görmez üzerine kapatmak yerine, ceketini rahatça giydin? Ellerinin derisi soyulacak diye ellemedin asit dökülmüş elleri. Kilitledin gözlerini, hışımla çekip kepenkleri. Hiç konuşmayı bırakıp dinlemeyi denedin mi? Hiç ağlayanlardan sevincini gizledin mi? Sözlerini tutmamak hırpaladı mı seni? Gölgeciysen, neden esirgedin gölgeni?\"

\"İyi ama bunların sanal bebekle ne ilgisi var?\" dedim. \"Onlar gerçek insanlar!\" Çocuk, küçümseyen bakışlarla süzdü beni. Alaycı bir ses tonuyla: \"Ölmediklerine göre sorun yok, öyle mi?\" dedi.
Yüzüm kızarmıştı. Kızmıştım da. Onu susturamayacağımı biliyordum. O hâlde inmeliydim taksiden. Şoför bütün bu konuşmalardan habersiz, hızla sürmeye devam ediyordu arabasını. Piposunu tüttürüyor, caz dinliyordu.

\"Müsait bir yerde ineyim.\" dedim. Araba durdu. İnmeden önce çocukla göz göze geldik yine. Bu kez ben sordum:

\"Senin sanal bebeğin var mı?\"
Gülümsedi. \"Ben sanal bebeğim. Öldüm.\" dedi.
                              
 
 
           GONCA DERGİSİ         http://www.goncadergisi.com/konular/detay/sanal-bebek

1 Eylül 2013 Pazar

MAKARONİ PENGUENİ

Makaroni pengueni

Vikipedi, özgür ansiklopedi
    
Vikipedi:TaksokutuVikipedi:Taksokutu
Makaroni pengueni
Korunma durumu: Korunmasız (VU)
Macaroni Penguins (js).jpg
Bilimsel sınıflandırma
Alem:Animalia (Hayvanlar)
Şube:Chordata (Kordalılar)
Sınıf:Aves (Kuşlar)
Takım:Sphenisciformes (Penguenler)
Familya:Spheniscidae
(Penguengiller)
Cins:Eudyptes
Tür:E. chrysolophus
Binominal adı
Eudyptes chrysolophus
Brandt, 1837
Yayılımı (mavi alan).
Yayılımı (mavi alan).
Sinonimler
Catarractes chrysolophus Brandt, 1837[1]
Eudyptes saltator (Stephens, 1826)
Makaroni pengueni (Eudyptes chrysolophus), penguengiller (Spheniscidae) familyasından Güney Amerika, Güney Afrika ve Antarktika Yarımadası arasında kalan bölgede yaşayan bir penguen türüdür. Sorguçlu penguenler (Eudyptes) olarak adlandırılan penguen cinsinin altı türünden birisidir. Kraliyet pengueni (Eudyptes schlegeli) ile akrabalığı vardır ve bazı kesimler bu ikisini tek tür olarak ele alırlar. Sarı bir sorgucu olup, yüzü ile üst kısmı siyahtır ve beyaz olan alt kısımdan keskin bir şekilde ayrılır. Yetişkinler ortalama 5,5 kg (12 lb) ağırlığında ve 70 cm (28 inç) uzunluğundadır. Erkek bireyleri, dişi bireylerinden daha büyük boyuttadır ve gagaları daha uzundur. Makaroni penguenleri göçmendir, istisnai durumlarda yuvalama mevsimi dışında karada görülürler. Yaşam süreleri 8 ila 15 yıl arasında değişir.
Makaroni pengueni çeşitli kabuklularla, küçük balıklarla ve kafadan bacaklılarla beslenmektedir. Herhangi bir Makaroni pengueni bireyi, yıllık olarak herhangi bir deniz kuşundan daha çok deniz canlısı tüketir. Bu penguenler yılda bir kez tüy dökerler, bu dönemde tekrar denize dönmeden önce yaklaşık dört hafta kadar kıyıda zaman geçirirler. Genellikle kolonileri 100.000'den fazla bireye sahiptir. Bu nedenle penguen türleri içerisinde üreme oranı en yüksek olan penguen türüdür. Üremeyle geçen yaz ayları sonunda, penguenler altı ay boyunca okyanusta dağılırlar. 2009'da yapılan bir araştırmada Kerguelen'deki penguenlerin Orta Hint Okyanusu'nda 10.000 km'nin (6.200 mil) üzerinde yolculuk yaptıkları belirlenmiştir. Yaklaşık 18 milyon bireyi ile makaroni pengueni en kalabalık penguen türüdür. Ancak popülasyonlardaki yaygınlıkta 1970'lerin ortasından beri azalma rapor edilmektedir. Bu faktörler penguenin korunma durumunun hassas olarak yeniden sınıflandırılmasına yol açmıştır.

Taksonomi

Makaroni pengueni, 1837'de Alman doğa tarihçisi Johann Friedrich von Brandt tarafından Falkland Adaları'nda tanımlandı.[2] Tanımlamada sorguçlu penguenler (Eudyptes) cinsinin altı türünden biri olduğu belirtildi. Cins adı, Antik Yunancadaki eu (iyi) ve dyptes (dalıcı) sözcüklerinin birleşimiyle türemiştir. Türün epitet adı chrysolophus ise Yunanca sözcükler chryse (altın), ve lophos (sorguç) sözcüklerinden türetilmiştir.[3]
Türün bilinen adı, 19. yüzyılın başlarında Falkland Adaları'nda kaydedildi. Anlaşıldığı kadarıyla İngiliz denizciler türü dikkat çekici sarı sorgucuna bakarak isimlendirdi.[4] Makaronizm, 18. yüzyıl İngiltere'sinde gösterişli veya aşırı süslü özel bir tarz için kullanılan bir terimdi. Bu modayı benimseyen kişiler de maccaroni veya macaroni olarak adlandırılırdı.[5] Bu sebeple söz konusu şubenin adı "makaroni" olarak kabul edildi.
Mitokondri ve nükleer DNA'sı bulguları makaroni pengueninin yakın akrabası olan kraliyet pengueninden (Eudyptes schlegeli) yaklaşık 1,5 milyon yıl öncesinde ayrıldığını ortaya çıkarmıştır.[6] Her ne kadar iki ayrı tür oldukları kabul edilse de, DNA dizilişindeki yakın benzerlikleri nedeniyle Avustralyalı iki kuşbilimci Les Christidis ve Walter Boles, makaroni pengueninin kraliyet pengueninin bir alt türü olduğu görüşünü benimsemiştir.[7][8] İki tür görünüm olarak çok benzer olmasına rağmen kraliyet pengueninin siyah yerine beyaz bir yüz bölgesi vardır.[9] 1987-1988 yıllarında Avustralya Ulusal Antarktik Araştırma Keşfinde Heard ve Marion adalarında bir Hint-Pasifik alt türü olan E. chrysocome filholi ile yaptığı üç melez kaydı bildirilmiştir.[10]

Fiziksel özellikler[değiştir]


Macaroni pengueninin fiziksel olarak insanla karşılaştırılması.
Makaroni pengueni, dış görünüşü bakımından Eudyptes cinsinin diğer üyelerine benzeyen ve iri, sorguçlu bir penguendir. Yetişkin bir makaroni pengueninin ortalama boyu yaklaşık 70 cm'dir.[2] Ağırlığı ise yılın hangi dönemine denk geldiğine ve cinsiyetine göre belirgin bir biçimde değişir. Erkeklerin ortalama ağırlığı; kuluçka dönemi sonrası 3,3 kg, tüy dökme dönemi öncesi 6,4 kg ve tüy dökme dönemi sonrası 3,7 kg'dır. Dişilerde ise ortalama ağırlık; tüy dökme dönemi öncesi 5,7 kg iken, tüy dökme dönemi sonrası ise 3,2 kg'dır.[11]
Ağızdan itibaren gagaları, 7-8 cm kadardır. Üst gaganın tepesinde bir santimetreden az bir yükselti bulunur. Uzun telek tüylerinden yoksun olan ve kırılmadığı için uçmaya yaramayan fakat buna karşılık, yüzerken çok kuvvetli yüzgeç vazifesi gören kanatları,[12] omuzdan kanat uçlarına kadar 20,4 cm ve kuyruğu ise 9-10 cm kadardır.[13] Diğer kuşların aksine havada uçamaz ama derin suların en usta yüzücüsüdür. Su altında çok çevik ve hızlı olabilmesini, benzersiz vücut özelliklerine borçludur. Vücudu kaplayan kürk; deriden üretilen özel bir yağ sayesinde su geçirmez.[12] Kafa, çene, boğaz ve üst kısım siyahtır ve beyaz olan alt kısımdan keskin hatlarla ayrılmıştır. Yavrularda bu siyah tüyler mavimtrak bir parlaklığa sahiptir, erişkinlerde ise kahverengiye çalar. En ilginç özelliği ise alnın ortasındaki bir perçemden başlayıp yatay bir şekilde enseye kadar uzanan sarı renkli sorguçlarıdır. Yüzgeçlerin dış kısmı mavi-siyah renkli olup uçları beyazdır, iç kısımları ise beyaz renkli olup uçları siyahtır. Geniş soğansı gaga, turuncu-kahverengidir. İris kırmızıdır ve gaganın bitiminden göze doğru pembemsi çıplak bir deri parçası bulunur. Bacaklar ve ayaklar pembedir. Erkekler ve dişiler görünüş olarak benzerdir, ancak erkekler çok az miktarda daha büyüktür.[2] Erkeklerin gagaları, dişilere göre daha büyük olur. Ortalama bir erkek gagası; 6,1 cm iken, dişilerinki 5,4 cm'dir. Bu fark sayesinde erkek ve dişi ayırt edilebilir.[11]
Olgunlaşmamış makaroni penguenleri; ufak gövdeleri, küçük mat kahverengi gagaları, koyu gri çene ve boğazı, kafalarının üzerine saçılan eksik veya gelişmemiş sarı tüyleri ile ayırt edilir. Üreme yaşından bir ya da iki yıl önce, 3-4 yaş arasında penguenlerde sorguç tamamen gelişmiştir.[14]
Makaroni penguenleri, varolan bütün tüylerini değiştirecek şekilde yılda bir defa tüy döker. Tüy dökme sırasında yiyecek temin edebilmek için suya giremediklerinden, tüy dökmeye başlamadan önce iki hafta kadar vücutlarında yağ birikimi meydana gelir. Tüy dökme işlemi, 3-4 hafta sürer ve bu süreyi sahilde oturarak geçirir. Makaroni pengueni, tüy dökme safhasının ardından denize döner ve baharda çiftleşmek üzere kolonisine katılır.[15] Ortalama yaşama süreleri, pek iyi bilinmemektedir. Güney Georgia Adaları'nda yavrulayan erişkinlerin başarılı şekilde dönüş oranları; üç yıllık dönemde yüzde 49 ilâ 78 arasında değişmiştir. Dönenlerin yüzde 10'u, bir sonraki yıl yavrulamamıştır.[16]

Davranış


Oyun oynayan makaroni penguenleri, Hannah Noktası, Livingston Adası: 62°39' Güney, 60°36' Batı, Antarktika Yarımadası.
Makaroni pengueninin ötüşü diğer sorguçlu penguenlere benzer. Eş bulma ve kur yapma döneminde, koloniler oldukça gürültülü olur ancak kuluçka dönemi süresince azalma eğilimi gösterir. Kuluçka döneminde ebeveynler yuvada yer değişikliği yapacağı zaman borazan benzeri sesler çıkarır, bu sayede birbirlerini kolaylıkla tanırlar. Bir penguen, görsel işaretin az ve yüksek seviyede gürültünün olduğu bir çevrede, yavru veya eşini çağırmak için mümkün mertebe kolonideki diğer binlerce kuşun sesiyle yarışmak durumundadır. Bilimsel çalışmalar makaroni pengueninin iletişimi, bir görüntü-çağrı kullanımıyla sağladığını ortaya koyar, her penguen benzersiz akustik bir imzayı içeren karmaşık bir ses yapısına sahiptir.[17][18] Güney Georgia Adaları'ndaki kolonilerde kaydedilen penguen seslerinin Kerguelen ve Crozet Adaları'ndakilerden daha yüksek ritim ve alçak perdeye sahip olduğu ortaya çıkmıştır.[9]
Koloniler halinde yaşamak, penguenler arasında vokal gösterilere ek olarak görsel repertuarı da geliştirerek sosyal etkileşimin yüksek olması sonucunu doğurur.[19] Bu davranışlar, üreme döneminin başlarında zirveye çıkar ve koloniler, özellikle erkek penguenler denizde olduklarında sakinleşirler. Karşı koyma, ilerleme ya da yer değiştirme gibi mücadeleci gösteriler, diğer bireylerle çatışmayı yatıştırmak ve kaçınmak içindir.[19] Özellikle bitişik yuvalarda olan makaroni penguenleri, gaga düellosu yapabilirler. Penguenler gagalarını birbirine kenetler ve güreşirler. Diğerini düşürmek için yapılan her denemede, rakip tekmelenir ve gagalanır ya da ensesine vurulur.[20] Uysal görünümlü narin yürüyüşe sahiptir. Koloni içinde ilerlerken tüyleri düz, kanatları vücudun önünde, baş ve boyunları öne eğik, kuluçka halinde iken ya da yuvada durduklarında ise kafa ve boyunları hep kambur şekilde öne eğiktir.[21]
Diğer penguen türleri gibi, makaroni pengueni de yuva yapma ve yiyecek arama sırasında sosyal davranan bir hayvandır. Kurdukları üreme kolonileri, bütün penguen türleri içerisinde en büyük ve en kalabalık olanlarıdır.[22] Üreme mevsimi dışında, genellikle açık denizlerde yaşarlar.[23] Nisan ya da mayıstan ekime kadar denize dağılırlar.[24] Charles Andre Bost tarafından yönetilen bir Fransız takımının 2009 yılındaki çalışmasında, Kerguelen'deki makaroni penguenlerine ait yuvaların, doğuya doğru 3×106 km2 'yi aşan bir alana yayıldıkları görülmüştür. Yer bulma algılayıcılarıyla donatılmış 12 penguenin, yaptıkları 10.000 km'nin üzerindeki yolculuklarında, kıyıya bir kere bile gelmeden, zamanlarını çoğunlukla 47–49° güney enlemleri ve 70–110° doğu boylamları arasındaki bölgede (Hint Okyanusu'nun ortalarında, bu alan "Ön Kutup Noktası" olarak ta bilinir) geçirdikleri görülmüştür. Bölge, krillerin azlığı açısından dikkate değerdir.[25]

Avlanma ve beslenme


Makaroni pengueninin beslendiği canlılardan biri olan kuzey krili (Meganyctiphanes norvegica).
Makaroni pengueninin diyeti çeşitli kabukluları, kalamar ve balıkları kapsar, ancak her birinin oranı bölgeye ve sezona göre değişiklik gösterir. Kril, özellikle Antarktika krili (Euphausia superba) üreme mevsiminde gıdanın % 90'ından fazlasını oluşturur.[23] Kafadanbacaklılar ve Notothenia rossii, Lepidonotothen larseni, Champsocephalus gunneri, Myctophidae türleri Krefftichthys anderssoni, Protomyctophum tenisoni ve Protomyctophum normani gibi küçük balıklar, yavru yetiştirme döneminde daha önemli bir hale gelir.[26] Diğer birçok penguen türü gibi makaroni pengueni de bazen kasti olarak küçük taşları (10–30 mm çapında) yutar. Bu davranışın, derin su dalışında ağırlık oluşturmak için[27] ve özellikle diyetin büyük kısmını oluşturan kabukluların dış iskeleti gibi yiyecekleri öğütmeye yardımcı olması için yapıldığına dair yorumlar yapılmaktadır.[28][29]
Yiyecek arama genellikle günlük olarak idare edilir. Beslenecek yavrular varken gün doğumundan, gün kararmasına kadar sürer. Gece yolculukları bazen özellikle yavrular büyürken yapılır.[23] 2008'deki bir araştırmada penguenlerin hareketlerini izleyen, cerrahi olarak implante edilmiş veri kaydedicileri yavru yetiştirme döneminin bitmesiyle yiyecek arama yolculuklarının uzadığını gösterdi.[30] Penguenler, kuluçka dönemi esnasında ve tüy dökmeden önce 10-20 gün kadar dışarı çıkma riskini göze alırlar.[23] Yılda yaklaşık 9,2 milyon ton kril avlayan makaroni penguenleri, bütün deniz kuşları içinde en büyük tekli deniz kaynakları tüketicisidir.[31] Makaroni penguenleri üreme dönemi dışında, kış göçü esnasında yaz mevsimindeki üreme dönemine oranla daha derine, daha uzun süre ve daha verimli bir şekilde dalar. Yıl boyunca yiyecek için dalışlar gündüz vakitlerinde yapılır, ancak kışın, günün daha kısa olması sebebiyle dalışlar daha sıkışık bir şekilde yapılır.[32]
Avlanma uzaklığı kolonilerden itibaren, Güney Georgia'da 50 km (31 mil)[33] kıta sahanlığından açıklarda ve Marion Adası'ndan 59-303 kilometre mesafede herhangi bir yer olarak ölçülmüştür. Makaroni penguenleri normalde 15-70 metre (49-230 ft) derinliklerde avlanır, ancak özel durumlarda 100 metre (330 ft) derinliğe indikleri de kaydedilmiştir. Kimi zaman gece aramaları da olur; ancak 3-6 metre (9,8-20 ft) aralığında olan bu dalışlar daha sığdır. Dalışlar nadiren 2 dakikadan fazla sürer.[34] Bütün dalışlar "V" şeklindedir ve avlanma esnasında deniz dibinde vakit harcanmaz. Yiyecek aramaya ayrılan zamanın yaklaşık yarısı dalış için harcanır. Penguenlerin dalış başına 4–16 kril veya 40–50 amfipod yakaladığı hesaplanmıştır.[23]

Kur yapma ve üreme


Bir makaroni pengueni yumurtası.
Dişi makaroni pengueni 5 yaşında, erkek makaroni pengueni ise en erken 6 yaşında çiftleşebilir. Dişilerin daha erken çiftleşmeye başlamasının nedeni erkek mevcudun daha çok olmasıdır. Erkek makaroni penguenin nüfusunun çok olması, dişilerin üreme zamanına girildiğinde daha deneyimli eş seçebilmesini sağlar.[35] Dişiler koloniye katıldıktan birkaç gün sonra erkekler kendi hakimiyet bölgelerini tanıtır ve dişilere kur yapmaya başlarlar. Yuvada çiftleştikten sonra vardiyalı olarak kuluçkaya yatarlar.[20] Dişi yumurtlarken öne doğru eğilir, hırıltı şeklinde yüksek sesler çıkarır, boynu ve gagası dikey hizaya gelene kadar ileri uzanır. Sonra ise kafasını bölge bölge sallar ve anırmaya benzer yüksek sesler çıkarır.[36] Bir taraftan da iki tarafa doğru bükülür, kanatlarını çarpar ve gagasıyla tüylerini çekiştirir.[20] South Georgia'da eşlerin sadakatini anlamak için yapılan gözlemler, çiftlerin dörtte üçünün bir sonraki yıl yine aynı eşle çiftleştiklerini göstermiştir.[16]
Yetişkin makaroni penguenleri genellikle ekim sonlarında çiftleşir ve kasım başlarında yumurtalarını yapar.[37] Yuva yere sığ biçimde kazılır ve üzeri taş, çakıl veya otlarla kaplanır ya da çimen topaklarının (Güney Georgia Adaları'nda) içine yapılır.[38] Yuvalar, koloninin orta kısımlarında yaklaşık 66 cm., dış kısımlarda ise yaklaşık 86 cm. aralıklı olarak oldukça sığ biçimde yapılır.[38] Sağlıklı bir makaroni pengueni bir yumurtlama döneminde iki yumurta bırakır. Birinci yumurta 90-94 gram gelir. 145-155 gram gelen ikinci yumurtanın %61-64'ü olan bu yumurtanın yaşama şansı oldukça azdır.[38] İki yumurtanın toplam ağırlığı annenin ağırlığının %4,8'i kadardır ve bunun %20'si yumurta sarısı, %66'sı yumurta akı ve %14'ü de kabuğundan oluşur.[39] Diğer penguen türlerine oranla, kabuk kırılma riskini azaltacak şekilde göreli olarak daha kalındır ve yumurtanın sarısı da civcivin daha gelişmiş bir şekilde doğmasını sağlayacak şekide daha iridir.[40] Yavru yumurtadan çıktığında yumurta sarısının bir kısmı kabuğun içinde kalır ve civciv ilk birkaç gün bununla beslenir.[40]
Birinci yumurtanın akibeti çoğu kez belirsizdir; fakat kraliyet pengueni ve dik sorguçlu penguenler üzerinde yapılan araştırmalara göre dişi ikinci yumurtayı yaptıktan sonra ilk yumurtayı kırdığını göstermiştir. Kuluçka süreci beş haftayı bulur ve her biri kabaca 12 gün kadar süren üç aşamadan oluşur.[38] İlk aşamada hem erkek hem dişi kuluçkaya yatar ve daha sonra erkek yumurtayı dişiye teslim edip beslenmek üzere denize döner. Erkek denizden döner dönmez, bu sefer dişi yumurtayı erkeğe bırakıp denize gider ve civcivler yumurtadan çıkana kadar geri dönmez.[35] Hem erkek hem dişi kuluçka süreci boyunca hatırı sayılır biçimde oruç tutmak zorundadır; erkekler denize gidecekleri zamana kadar 37 gün boyunca bir şey yemezler, denizde geçirdikleri 10 günlük süreden beslenmeden sonra tekrar nöbeti alıp yumurtadan yavru çıkıp belli bir aşamaya gelene kadar 36 gün daha bir şey yemezler. Dişiler ise erkeklerin gelip yumurtayı alacakları zamana kadar 42 gün boyunca herhangi bir besin almaz.[41] Bu süre boyunca her iki yetişkin ağırlıklarının %36-40'ını kaybederler.[42] İkinci yumurta yapıldıktan yaklaşık 34 gün sonra civciv çıkar. Makaroni penguenleri üreme kolonilerini genellikle nisan ya da mayıs ayınca terkedip okyanusa dönerler.[37][43]
Yavru yumurtadan çıktıktan sonra erkek makaroni pengueni yeni doğmuş yavrusuna bakar. Erkek, yeni doğan yavrunun tüyleri büyüyene kadar 23 ile 25 gün arası onu korur ve sıcak tutar. Dişi ise bu dönemde bir iki günde bir yavruya yiyecek getirir. Erkek penguenler yavruları korumayı bıraktıktan sonra, yavruların sıcak kalabilmesi ve korunabilmesi için bir kreş oluştururulur. Yavrular 60-70 günlük olduklarında tüyleri kendilerini koruyabilecek hale gelir ve kendi başlarına denize gitmeye hazır hale gelirler.[44]

Düşmanları


Makaroni pengueninin en büyük düşmanlarından birisi olan korsanmartı.
Makaroni penguenlerinin düşmanları orta-büyük boyutlu kuşlar ve deniz memelileridir. Katil balina (Orcinus orca), pars foku (Hydrurga leptonyx), Güneykutpu deniz ayısı (Arctocephalus gazella) ve Subantarktik deniz ayısı (Arctocephalus tropicalis) bazen bu penguenleri suda yüzerlerken avlarlar. Sürü halinde dolaşırlarken saldırıya uğrama olasılıkları çok düşüktür; yırtıcılar genelde yumurtaları ya da geride kalmış veya sürü tarafından terk edilmiş olan genç bireyleri avlarlar. Korsanmartı türleri, büyük kıngaga (Chionis alba) ve Larus dominicanus yumurtaları avlar, ayrıca bazen korsanmartı ve yelkovan kuşları yavrulara saldırır.[36]

Coğrafya ve habitat

Coğrafî dağılışı[değiştir]


Bir makaroni pengueni, Antarktika.
1993 yılında yapılan bir araştırmayla makaroni penguenlerinin 11.841.600 yaşayan çift ile dünyadaki en kalabalık penguen nüfusuna sahip oldukları ortaya çıkarılmıştır.[45] Makaroni penguenlerinin, Subantarktik bölgelerden Antarktika Yarımadası'na kadar 50 farklı noktada en az 216 üreme kolonisi kaydedilmiştir.[46] Güney Amerika'da, makaroni penguenleri Şili'nin güneyinde, Falkland Adaları'nda, Güney Georgia ve Güney Sandwich Adaları'nda ve Güney Orkney Adaları'nda bulunur. Ayrıca Güney Shetland Adaları, Bouvet Adası, Prens Edward Adası, Crozet Adaları, Kerguelen Adaları, Heard Adası ve McDonald Adaları dahil olmak üzere, Antarktika ve Antarktika Yarımadası'nda da yaşarlar.[47] Yiyecek arayan gruplar kuzeyde bulunan Avustralya, Yeni Zelanda, Brezilya'nın güneyi, Tristan da Cunha ve Güney Afrika'ya kadar ilerleyebilirler.[37]

Habitat (Yaşama alanları)

Makaroni penguenleri bulundukları çevre koşulları nedeniyle yüksek rakıma sahip alanlarda yaşamaya evrilmişlerdir. Antarktika gibi oldukça soğuk ve zorlu iklim koşulları olan bir kıtada hayatta kalabilmek, bir hayli zor yeryüzü şekilleri üzerinde yaşayabilme becerisi gerektirmektedir. Bu nedenle makaroni penguenleri, yüksek ve karlı kayalıklarda, sularla sınırlanmış buzul ya da adacıklarda, okyanus sınırındaki devasa uçurumlarda hayatta kalmayı öğrenmişlerdir.[48] Üreme kolonileri genellikle dik yamaçlarda ya da tam tersine düzgün zemine sahip bölgelere yerleşir, çoğunlukla biteyden yoksun olmasına karşın bu alanları tercih ederler ve "Tussock çimeni" denilen bitkilerden oluşmuş küçük topluluklarının ortasına yuva yaparlar.[49]

Korunma durumu


Bir makaroni pengueni, Twycross Hayvanat Bahçesi, İngiltere.
Makaroni pengueni nüfusunun yaklaşık 18 milyon olmasına karşın, farklı noktalarda yapılan araştırmalar önemli ölçüde bir azalma kaydetmiştir.[50] Üstelik 1970'li yılların ortaları ile 1990'lı yılların ortaları arasında Güney Georgia'da bulunan nüfusta %50'lere varan bir düşüş yaşanmıştır.[51] Ayrıca Şili'nin güneyindeki "Isla Recalada"da birçok birey gözden kaybolmuştur. Toplam nüfustaki bu düşüş, türün IUCN Kırmızı Listesi'nde "Zarar Görebilir" (VU) sınıfına taşınmasıyla sonuçlandı.[52] Ancak bu penguenlerin yaşayıp ürediği birçok alan koruma altına alındı ve bu koruma çalışmaları sürdürülmektedir. Heard Adası ve McDonald Adaları bu canlılar için bir "Dünya Mirası" haline getirildi.[50] Makaroni penguenleri, ticari balıkçılık ve deniz kirliliğinden etkilenebilmektedir.[53] 2008 yılında yapılan bir çalışmaya göre, iklim değişiklikleri ve balıkçılığın neden olduğu kril nüfusundaki düşüş, dişi makaroni penguenlerinin üreme yeteneklerini olumsuz etkilemektedir.[54]

Popüler kültüre etkileri

NAMİBYA

Namibya

Vikipedi, özgür ansiklopedi
    
Namibya Cumhuriyeti
Republic of Namibia
BayrakArma
BayrakArma
Slogan: Unity, Liberty, Justice
Ulusal Marş: Namibia, Land of the Brave
Konum
Konum
Başkent
Resmî dil(ler)
- Cumhurbaşkanı
- Başbakan
 
- İlan etti
 
- Toplam
825.418 km² (34)
319 mil²
 
- 2011 tahmini
2,104,900[1] (144)
2005
- Toplam
15.14 milyar $ (123)
7,478 $ (83)
artış 0.625 (orta) (2011)
WAT (UTC+1:00)
- Yaz
WAST (UTC+2:00)
264
Namibya (İngilizce: "Namibia", Almanca:"Namibia", Afrikaans: "Namibië"), Afrika kıtasının güney bölümünde yer alan bir ülke. Ülkenin batı sınırını tamamen Atlas Okyanusu oluşturmaktadır. Namibya kuzeyinde Angola ve Zambiya, doğusunda Botsvana, güneyinde Güney Afrika Cumhuriyeti ile komşu konumundadır. Kuzey-güney doğrultusunda ülkenin kıyısına paralel uzanan Namib Çölü'nün uzunluğu 1600 km iken, genişliği 50-160 km arasında değişkenlik göstermektedir. Ayrıca Caprivi bölgesinde dünya üzerinde tek dörtgen sınır bölgesinde ülkenin Zimbabve ile bağlantısını sağlayan 100 m'lik sınır çizgisi tartışmalıdır.[2] Ülkenin başkenti Windhoek 'tur.

İsim

Ülke ismini ülke topraklarının büyük bir bölümünü kaplayan Namib çölünden almaktadır. Ülke bağımsızlığını kazandığı dönem, ülke içerisinde yaşayan birçok etnik grup arasında ayrıma, dışlanmaya neden olmaması adına ülkenin tarafsızlığını yansıtacak bir isim olması yönünde fikirler beyan edilmiş, sonucunda Namib çölünden yola çıkarak bu isimde karar kılınmıştır. Ülke yine aynı gerekçelerle bağımsızlığı kazandığında ülkenin resmi dilini İngilizce olarak belirlemiştir.

Coğrafya


Caprivi ucu olarak tanımlanan bölge

Namibya çöllerinde oluşan kumullar
Ülke konum itibariyle 17,87° ve 29,9808° güney enleminde, 12° ve 25° doğu boylamında yer almaktadır. Ülke kuzeyde Angola ve Zambiya, doğuda Botsvana, güneyde ise tamamı Oranj nehri ile oluşturulan Güney Afrika Cumhuriyeti devleti ile komşu konumundadır. Ülkenin kuzey bölümünde uzun ince bir şerit halinde uzanan Caprivi ucu ülkenin Angola, Zambiya ve Botsvana olan sınırının bir bölümünü oluştururken, 100 m'lik bir sınır olduğu söylenen Zimbabve sınırı tartışmalı bir durumdadır. Ülkenin batısı tamamen Atlas Okyanusu kıyı şeritinden oluşmakta olup 1.350 km'yi bulmaktadır. Ülkede sınır oluşturan Oranj nehri dışında birçok nehir bulunmaktadır, ancak Caprivi bölgesinde bulunan Kwando ve Kavango nehri dışında yıl boyu tamamen su ile dolan ve akan nehir yoktur. Bu iki nehir dışındaki nehirler kuraklık nedeniyle su bulundurmamaktadır ve nehir yatakları yılın büyük bir bölümü tamamen gözükmektedir. Ülke topraklarının büyük bir bölümünü çöller oluşturmaktadır. Ülkenin batısında bulunan ve ülkeye ismini veren Namib Çölü'nün yanı sıra doğu bölümünde de Kalahari Çölü bulunmaktadır.

İklim

Ülkenin genel olarak sıcak ve kuru bir iklime sahiptir. Subtropikal iklime sahip olan Namibya'nın çöl bölgelerinde yıl boyu sıcaklıklar hakim olmaktadır. Kış aylarında bile 25 °C ve üzeri sıcaklıklar ölçülebilen çöl bölgelerinde en sıcak aylar olan Aralık ve Ocak aylarında sıcaklıklar çok az yağış almaktadır 30 °C kadar çıkmaktadır. Gün içerisinde sıcaklık değerleri bu seviyede seyrederken, geceleri sıcaklık donma noktasına kadar düşebilmektedir. Ülkenin her iki çöl arasında kalan yaylalarında iklim çöl bölgesine göre sıcaklık oranları daha düşüktür. Bu bölgelere kış aylarında kar yağabilmekte ve don oluşabilmektedir. Ülkenin Caprivi ucu diğer bölgelere nazaran yıl içerisinde bol yağış almaktadır. Yağışların etkisiyle oluşan ve sürekli su bulunduran nehirler ve tropik ormanlar ülkenin diğer bölgelerine göre daha nemli bir ortam oluşturmaktadır. Ülke genelinde yağan az ama öz sağanak yağmurlar genellikle Kasım ve Nisan aylarında yağmaktadır. Ülkede hakim olan iklim koşulları toprakların tarımsal kullanımını kısıtlamakta, yağışların az olduğu güney bölgelerde daha çok hayvancılık, yağışların daha çok olduğu kuzey bölgelerinde ise çiftçilik ile geçim sağlanmaktadır. Namib çöl bölgesinde oluşan kumullar 200 m yüksekliğe ulaşması ve bu alanda dünyanın en büyük kumulları olma özelliği ile Sossusvlei bölgesine önem katmaktadır. Bu bölgenin çekiciliği kumulların oluşturduğu yüksekliğin yanı sıra var olan yüksek orandaki nem ve güneşin oluşturduğu renkli ortamdır.

Nüfus

Ülke toprakları geniş olmasına rağmen seyrek oranda bir yerleşim nüfusuna sahiptir. Namibya nüfusunun büyük bir bölümü az olan şehirlerde ve güneye göre daha verimli topraklara sahip olan kuzey bölgelerde yaşamaktadır. Ülke nüfusunun %44'ü Omusati, Oshana, Ohangwena ve Oshikoto bölgelerinde yaşamını sürdürmektedir. Namibyalıların üçte birlik bölümü ülkenin başkentininde bulunduğu orta kısımlarda yaşamakta olup, ülkenin güney topraklarında nüfusun sadece %7'si ikamet etmektedir. Ülkenin liman şehirleri hariç batısı ve Namib çölü civarlarında yaşayan nüfus neredeyse yok denecek kadar azdır.
Namibya nüfusu 2011 Human Development raporuna göre Afrika kıtası içerisinde yaşam kalitesi en yüksek sekinci ülke konumundayken, dünya sıralamasında 120. sırada yer almaktadır. [3]

Din

Ülkede Almanya sömürge döneminde yıllar içerisinde yürütülen misyonerlik faaliyetleri nedeniyle nüfusun %87'lik bir kısmı Hristiyan inancını benimsemektedir. Bu oran Afrika kıtası içerisinde var olan ortalamanın çok üstündedir.[4] Ülke nüfusunun geri kalan %13'lük kısmının neredeyse tamamı yerel dinlere inanırken, İslam dini Namibya'da yok denecek kadar azdır. İslamiyeti inanç olarak benimseyen, tahmini olarak 3.000-5.000 arası sayılarla ifade edilen nüfusun merkezi başkent Windhoek'ta bulunan Quba camisidir. Ülke genelinde altısı başkentte olmak üzere sadece 12 cami bulunmaktadır.

Dil

Ülkenin resmi dili İngilizce olarak belirlenmesine rağmen, günümüzde özellikle ülkenin kuzey bölgelerinde İngilizce konuşma oranı oldukça düşüktür. İngilizcenin hakim olmadığı bölgelerde yerel dillerin yanı sıra Almanya'nın eski sömürgesi olmasından dolayı yer yer Almanca'da

Namibya
Namibya tarihinde ilk yerleşimciler 17.yy 'da bölgeye yerleşen Herero, Nama, Orlam ve Ovambo kabileleri olmuştur.[5] Bu yerleşimden önce yerleşime elverişli olmayan coğrafi ve hava şartları nedeniyle bir yerleşim belgelenememiştir. Avrupalıların, özellikle Portekiz, İngiltere ve Almanya'dan gelen göçmenlerin bölgeyi keşfi ve yerleşimi ise 19.yy 'da başlamıştır. 1884/85 yıllarına kadar ülke, İngiliz hakimiyeti altında bulunan Walvis Körfezi [6] hariç tümüyle Almanya İmparatorluğu himayesi altına girmiş ve Alman Güneybatı Afrikası sömürge sisteminin bir parçası haline girmiştir. 1885 yılının mayıs ayında bölgeye gelen ilk Alman toplulukları bölgede hakimiyet kurmak adına yerel kabilelerden olan Hererolar ile anlaşarak, onlardan kendilerini diğer düşman kabilelere karşı korumak vaadi ile kendilerine genel olarak yardım etmelerini, Alman ticaret gemilerine sorun yaşatmamalarını ve Almanya'nın bilgisi ve onayı olmadan başka kişilere toprak satmalarını talep etmişlerdir. Bu anlaşma, Almanya'nın kendileri üzerinde bir koruma oluşturmadığı gerekçesiyle kabile lideri tarafından iptal edilerek Almanlar bölgeden gönderilmiştir. Bu gelişme üzerine Almanya bölgeye 20 kişilik bir ordu grubu göndererek, konuyu çözümlemeye çalışmıştır. Sayısal olarak hiçbir etki yaratamayan gruba karşı üstünlük elde eden yerel halka karşı, merkezi Almanya hükümeti gruba sürekli takviye yapma durumunda kalmıştır. Bu şekilde başarıya ulaşamayan Almanya, yerel kabile liderleri ile tekrardan anlaşma yolunu seçmiştir. Zaman içerisinde yerel halkın geçiminde ve topraklarının ekilmesinde önemli bir yere sahip olan, başkalarına bağımlı olmadan yaşamlarını sürdürmelerine imkan sağlayan sığırların, hızla yayılan sığır vebası nedeniyle telef olması neticesinde çaresiz kalmış, Avrupa'dan gelen beyazların yanında çalışmaya mecbur bir konumda kalmıştır. Avrupa'dan aşılı olarak gelen beyazların sahip olduğu sığırlar ile belli bedeller karşılığı topraklar ekilirken, yerel halka borç karşılığı Avrupa'dan getirilen mallar satılmış, ödemelerin günü geldiğinde de ödeme gücu olmayan yerlilerden toprakları ellerinden alınmıştır. Bu düzen hatta öyle boyutlara ulaştırılmıştır ki, yerel halkın ilgi göstermediği ürünler arabalardan yerel halkın yaşadığı bölgelere atılmış, daha sonra bu ürünlerin ücretleri kendilerinden talep edilmiştir.[7]. Oluşturulan bu düzen yerel halk ile beyaz Avrupalı halk arasında giderek büyüyen sorunlara neden olmuş ve isyana kadar varmıştır. 1904 ile 1908 yılları arasında yerel halkın ayaklanmasına ve isyanına sebep oluşturan bu olaylar neticesinde binlerce Herero ve Nama kabilesine mensup kişiler öldürülerek hayatlarını kaybetmiştir. Bölge üzerindeki Almanya hakimiyeti I. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar sürmüş, bu savaş sonrası bölge İngiliz ve dolayısıyla İngilizlerin oluşturduğu sömürge sistemi himayesi altına girmiştir. Namibya, 1990 yılında Güney Afrika'dan ayrılarak bağımsız bir ülke olmuş ve bölgenin 100 yıl süren esaretine son vermiştir.

Siyaset


Hükümet konağı
Ülke bağımsızlığını kazandığı 1990 yılından bu yana yarı başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Yönetim sistemi ile ilgili referandum 1989 yılında gerçekleştirilmiş ve bağımsızlığın ilanı ile de yürürlüğe girmiştir. Ülkenin devlet başkanı beş yıllık dönemler için seçilmekte olup, Namibya hükümetini ve başbakanını belirlemek görevleri arasındadır. Ülkede ulusal meclis ve millet meclisi olmak üzere iki ayrı meclis yapısı mevcuttur. Ulusal meclis 26 sandalyeye sahip ve ülkede var olan 13 bölge, bu meclise her altı yılda bir iki üye göndermektedir. Millet meclisinde bulunan 78 sandalyeden 72'sinin sahibi beş yılda bir yapılan genel seçimlerle belirlenirken geriye kalan 6 üye devlet başkanı tarafından belirlenerek atanmaktadır.

Namibya devlet

İdari yapılanma

Namibya toprakları 13 bölgeye ayrılmıştır. Her bir bölge, bölgesel meclis tarafından yönetilmekte olup, bölgenin büyüklüğüne göre ayrıca altı ila 13 farklı seçim bölgesine daha ayrılmış konumdadır. Namibya genelinde toplamda 107 seçim bölgesi mevcuttur.


Namibya'nın bölgeleri
NrBölgeNüfus (2011)[8]Yüz ölçümü km²Bölge başkenti
1Caprivi90.10014.785Katima Mulilo
2Erongo150.40063.539Swakopmund
3Hardap79.000109.781Mariental
4Karas76.000161.514Keetmanshoop
5Kavango222.50048.742Rundu
6Khomas340.90036.964Windhoek
7Kunene88.300115.260Opuwo
8Ohangwena245.10010.706Eenhana
9Omaheke70.80084.981Gobabis
10Omusati242.90026.551Outapi
11Oshana174.9008.647Oshakati
12Oshikoto181.60038.685Omuthiya
13Otjozondjupa142.400105.460Otjiwarongo

Spor

Ülke genelinde en çok sevilen spor türleri ragbi ve futboldur. Namibya Ragbi Milli Takımı Afrika kıtasının en başarılı ragbi takımlarından bir tanesidir. Bağımsızlığın kazanıldığı 1990 yılında kurulan takım Afrika kıtasından sürekli dünya şampiyonalarına gitmekte olup günümüze kadar iki kere Afrika şampiyonluğu ve iki kere de Afrika ikinciliği elde etmiştir. Aynı yıl içerisinde kurulan Namibya Futbol Milli Takımı ise Afrika kıtasının orta seviyediki takımlarından olup, şu ana kadar iki kere Afrika Uluslar Kupası'nda yer almıştır. Namibya ligi olan Namibya Premier League'de ise 12 takım mücadele etmektedir.

Ulaşım

 
Namibya'da bulunan demiryolları özellikle Almanya hakimiyeti altında iken askeri gereksinimler nedeniyle yapılan yollardan oluşmaktadır. Günümüzde 2.382 km'ye kadar çıkartılan demiryolu bağlantıl
arı,

Namibya demiryolu ağı
 bazı şehirleri birbirine bağlamaktadır. Ülkenin geneline yayılmayan demiryolu bağlantılar insan taşımacılığında neredeyse hiçbir anlam ifade etmezken, çoğunlukla ürün taşımada kullanılmaktadır. Ülkenin sahip olduğu karayolları, demiryolunun aksine neredeyse tüm bölgeleri kapsamaktadır. 65.000 km kara yoluna sahip ülkede, bu yolların 60.000 asfalt yerine çakıl taşı tabanı ile oluşmaktadır. Geriye kalan 5.000 km ise önemli yollar olarak asfalta sahiptir. Namibya'da, tıpkı komşusu Güney Afrika Cumhuriyeti'nde olduğu gibi trafik soldan akmaktadır. Ülke, Air Namibia ile kendisine ait bir havayolu şirketine sahiptir. Uluslararası havacılık sektörüne entegre olmuş iki adet havaalanına sahip olan ülkede, ayrıca irili ufaklı küçük uçakların inebileceği alanlara sahiptir. Deniz taşımacılığında, anca 1994 yılında Güney Afrika tarafından Namibya'ya devredilen Wavis Körfezi ile Lüderitz önemli bir konuma sahiptir.