6 Ocak 2012 Cuma

Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil

Günümüzde maalesef cennet ve cehennem düşüncesini hafife alan öyle gafiller var ki; bunların hepsi şeytanları sevindirseler de vicdanlarda cehennem azabı yaşatıyorlar. Böyleleri değişik ifade ve beyanlarıyla, cennet ve cehennem çok önemli değil, diyerek Allah(cc)'ın, cennet ve cehennemin mevcudiyetine karşı tavır alıyor ve bu şekilde insanlığa çok büyük bir kötülük yapıyorlar.



Bir de davranışlarıyla cennet ve cehenneme gerektiği gibi inanmayanlar vardır ki, bunlar her zaman akıbetlerinden emin bir hayat sürerler. Böyleleri, endişesiz geçirdikleri ömürlerinde zahiri hiçbir sıkıntılarının olmaması yanında, selef-i sâlihinde olduğu gibi "Aman kalkayım da, geceyi şöyle bir ihya edeyim, berzah azabından kurtulayım" diye bir düşünceleri de yoktur. Bu da fiil ve davranışlarıyla, cennet ve cehennemin mevcudiyetine karşı bir zaaf ifadesidir. Böyle bir tavır bir manada inkâr kadar tehlikelidir. Sadece sözle olan inkâr düşüncesini ıslah edebilir ve sahibini bu düşüncesinden vazgeçirebilirsiniz, ama bu ifadelerin, düşünce ve davranışlarına aksettiği sefil ruhlar, sefaletleri içinde bütün bir ömür boyu çırpınır dururlar da, katiyen ne cennet ne de cehennem düşüncesine asla yanaşmazlar. Oysa ki, cehenneme gitmeyecek birisi varsa, o da Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)'dir. O bile sabah-akşam cehennemden korkuyor, tir tir titriyorsa, her halde bizim bu mevzuda durup biraz düşünmemiz gerekir.

Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in yaşadığı hayat tarzını, kendisine hayat düsturu kılan büyük sahabi Hz. Ebû Bekir'e bir gün soğuk bir su ikram edilir. Suyu geri iten sıddikler sıddîki o zat hıçkıra hıçkıra ağlar ve sebebini de şu şekilde açıklar: Resûlullah'ı bir gün sanki eliyle bir şeyi itiyormuş gibi gördüm. Sordum. Ya Resûlallah! Elinle ittiğin benim göremediğim şey nedir? Buyurdular ki: "Dünya bana temessül edip kendini kabul ettirmek istedi. Ben de onu uzaklaştırmak istedim." Bu hadiseyi anlattıktan sonra da hıçkırıklara boğulmuştu o derin muhasebe insanı. Eğer nebilerden sonra birisi sorgusuz sualsiz cennete girecekse o mutlaka Hz. Ebu Bekir'dir. Şayet onun da bu mevzuda kendisini sarsan daimi bir endişesi varsa, bizim nasıl bir endişe içinde bulunmamız gerektiğini izah etmeye gerek yok sanırım. Allah yardımcımız olsun; zira, çoklarımız itibarıyla çok uzakta bulunuyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder