Eski çağlarda yüzük genellikle altından, kimi zamanda o çağlarda çok değerli bir maden olarak kabul edilen demirden yapılırdı. Bu dönemlerde üzerlerinde mühürler bulunan yüzükler çok yaygındı. Bunlar papirüs ya da parşömen üzerine yazılmış belgeleri damgalamak için kullanılırdı. Ayrıca yüzüğün, takan kişiler için egemenlik ve gücü yansıtan simgesel bir önemi vardı.
Orta Çağ'a gelindiğindeyse yüzük işçiliği çok büyük değişmeler göstermiş, farklılığa ve kullanılan renklerin uyum içinde olmasına büyük önem verilmiştir. Yüzüklerin üzeri değerli taşlar ile işlenmiş, her taş değişik bir anlam ifâde etmiştir. Mühürlü yüzükler Ortaçağ'da da oldukça yaygınlık ve çeşitlilik kazanmıştır. Gösterişin ve zenginliğin ölçüsü olarak değerlendirilmiştir.
Rönesans ile gelen yeni sanat akımları yüzük işçiliğini de etkilemiştir. Venedik, Floransa ve Roma gibi kentler yüzük işçiliğinin merkezi durumuna gelmilerdir. Bu çağlarda da yüzükler Cellini gibi ustalar tarafından çok değerli taşlar işlenmiştir. XV. yüzyılda her parmağa bir yüzük takması âdet hâline gelirken zamanla bir ya da iki parmağa takılır hâle gelmiştir.
Barok çağda üstleri çiçek motifleri ile süslü yüzükler moda olmuş XVIII. yüzyılda ise markiz adlı uzun yüzükler ortaya çıkmış, değerli ve mineler ile süslü ince bir işçilikle hazırlanmış yüzükler yayılmıştır. Fransız Devrimi'nden sonra yüzük işçiliği gerilemiş ve daha az ayrıntı içeren yüzükler kabul görmeye başlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder